會話用語列表

编辑

基本用語

编辑

常見標誌


開放
關閉
入口
出口
廁所
禁止
您好。
'
你好。(非正式)
'
你好嗎?
'
很好,謝謝。
'
你叫什麼名字?
'
我的名字是______。
'
很高興見到你。
'
請。
'
謝謝。
'
不客氣。
'
是。
'
否。
'
不好意思。(獲得注意)
'
不好意思。(請求原諒)
'
對不起。
'
再見。
'
再見。(非正式)
'
我的語言名稱說得不好。
'
你會說漢語嗎?
'
這裡有人會說漢語嗎?
'
救命!
'
幫幫我!
'
當心!
'
早安。
'
晚上好。
'
晚安。(就寢前)
'
我不明白。
'
哪裡有廁所?
'

問題

编辑
不要打擾我。
'
不要碰我!
'
我要報警了。
'
警察!
'
住手!有小偷!
'
我需要你的幫助。
'
這是緊急情況。
'
我迷路了。
'
我的包丟了。
'
我的錢包丟了。
'
我覺得不舒服。
'
我受傷了。
'
我需要醫生。
'
我能藉用你的電話嗎?
'

數字

编辑
1
'
2
'
3
'
4
'
5
'
6
'
7
'
8
'
9
'
10
'
11
'
12
'
13
'
14
'
15
'
16
'
17
'
18
'
19
'
20
'
21
'
22
'
23
'
30
'
40
'
50
'
60
'
70
'
80
'
90
'
100
'
200
'
300
'
1,000
'
2,000
'
1,000,000
'
1,000,000,000
'
1,000,000,000,000
'
線路/編號_____(火車,地鐵,公共汽車等)
'
一半
'
更少
'
更多
'

時間

编辑
現在
'
之後
'
之前
'
早上/上午
'
下午
'
傍晚
'
晚上(睡前)
'

Phrase list

编辑

Common signs


AÇIK
Open
KAPALI
Closed
GİRİŞ
Entrance
ÇIKIŞ
Exit
İTİNİZ
Push
ÇEKİNİZ
Pull
TUVALET / WC
Toilet
BAY
Men
BAYAN
Women
YASAK / YASAKTIR
Forbidden

Basics

编辑
Hello.
Merhaba. (mehr hah bah)
Hello. (informal)
Selam. (sell um)
How are you? (polite/plural)
Nasılsınız? (na suhl suhn uhz)
How are you? (informal singular)
Nasılsın? (na suhl suhn)
What's up / How're you doing? (very informal, contraction of "Ne haber?", literally meaning "What is new?")
N'aber? (na berr)
Fine, thank you.
İyiyim, teşekkürler. (literally I'm fine, thank you) (ee yee yeem teh shek ür lerr)
What is your name? (polite)
Adınız nedir? (ad uhn uhz ne deer)
What is your name? (informal singular)
Adın ne? (ad uhn ne)
My name is ______ .
Adım _______ . (Ad uhm _____ .) Benim adım ______ . (Benn im ad uhm _____ .)
Nice to meet you.
Memnun oldum. (mem noon oll doom)
Please.
Lütfen. (you don't need to use this word to be polite: it is for emphasis such as pleading or commanding and is much less used than "please" in English) (Luet fen)
Thank you.
Teşekkür ederim. (teh shek uer eh der eem)
You're welcome.
Bir şey değil. (bir shey de yeel)
Is/are there (any/some) ____?
____ var mı? (var muh?)
There isn't any
Yok (yock) usually said with a upward movement of chin and eyebrows
Yes.
Evet. (eh vet)
No.
Hayır. (Hah yuhr)
Excuse me. (getting attention) (polite)
Bakar mısınız? (bah kar muh suh nuhz)
Excuse me. (begging pardon)
Afedersiniz. (af fair dair sin niz)
I'm sorry.
Özür dilerim. (Ö zuer di lay reem)
I'm sorry.
Pardon. (Par don)
Goodbye (polite/plural, used by the person leaving)
Hoşçakalın. (Hosh cha kaluhn)
Goodbye (informal/singular, used by the person leaving)
Hoşçakal. (Hosh cha kal)
Goodbye (used by the person staying)
Güle güle. (guele guele)
I can't speak Turkish [well].
[İyi] Türkçe konuşamıyorum. ([E yee] Tuerck-che conusha-me-yoor-uhm)
Do you speak English? (polite/plural)
İngilizce biliyor musunuz? (literally, "Do you know English?")
Is there someone here who speaks English?
Burada İngilizce konuşan birisi var mı? (boor-a-duh Eengleez jay kow noo shun bee ree seh wurrm?)
Look out!
Dikkat! (Dick kaht!)
Good morning.
Günaydın. (Guen eye duhn)
Good afternoon. (very seldom used, if ever)
Tünaydın. (Tuen eye duhn)
Good day. (common greeting throughout the day)
İyi günler. (e yee guen ler)
Good evening.
İyi akşamlar. (e yee ak sham lar)
Good night.
İyi geceler. (e yee ge jay ler)
Good night (to sleep)
İyi uykular (e yee yoo ku lar)
Welcome (polite/plural)
Hoşgeldiniz (Hosh gel din iz)
Welcome (informal singular)
Hoşgeldin (Hosh gel din)
I don't understand.
Anlamıyorum (An-la-muh-yoor-uhm), Anlamadım (An la ma duhm)
Where is the toilet?
Tuvalet nerede? (Too va let ner eh de?)
Is there any ...?
... var mı? (var Muh)

Problems

编辑
Help!
İmdat! (Im Daht !)
Help!
Yardım Edin! (Yard um ed in)
Accident
kaza (ka za)
Doctor
doktor (dok tor)
Leave me alone.
Beni yalnız bırak. (beh nee yahl nuz bu rahk)
Don't touch me!
Bana dokunma! (bah nah doh koon mah)
I'll call the police.
Polisi arayacağım. (poh lee see ah rah yah jaa uhm)
Police!
Polis! (poh lees)
Stop! Thief!
Dur! Hırsız! (door huhr suhz)
I need your help.
Yardımınıza ihtiyacım var. (yahr duh muh nuh zah eeh tee yah juhm vahr)
It's an emergency.
Acil durum. (ah jeel doo room)
I'm lost.
Kayboldum. (kahy bohl doom)
I lost my bag.
Çantamı kaybettim. (chahn tah muh kahy beht teem)
I lost my wallet.
Cüzdanımı kaybettim. (jooz dah nuh muh kahy beht teem)
I'm sick.
Hastayım. (hahs tah yuhm)
I've been injured.
Yaralandım. (yah rah lahn duhm)
I need a doctor.
Bir doktora ihtiyacım var. (beer dohk toh rah eeh tee yah jum vahr)
Can I use your phone?
Telefonunuzu kullanabilir miyim? (teh leh foh noo noo zoo kool lah nah bee leer mee yeem)

Numbers

编辑
1
bir (beer)
2
iki (icki)
3
üç (uech)
4
dört (dirt)
5
beş (besh)
6
altı (altuh)
7
yedi (yedi)
8
sekiz (sekiz)
9
dokuz (dokuz)
10
on (on)
11
on bir (on bir)
12
on iki (on icki)
13
on üç (on uech)
14
on dört (on doert)
15
on beş (on besh)
16
on altı (on altuh)
17
on yedi (on yedi)
18
on sekiz (on sekiz)
19
on dokuz (on dokuz)
20
yirmi (yir mi)
21
yirmi bir(yir mi bir)
22
yirmi iki (yir mi icki)
23
yirmi üç (yir mi uech)
30
otuz (otuz)
40
kırk (kuhrk)
50
elli (elli)
60
altmış (altmuhsh)
70
yetmiş (yet mish)
80
seksen (seksen)
90
doksan (doksan)
100
yüz (yuez)
200
iki yüz (icky yuez)
300
üç yüz (uech yuez)
1000
bin (bin)
2000
iki bin (icky bin)
1,000,000
bir milyon (beer milyon)
1,000,000,000
bir milyar (beer milyar)
1,000,000,000,000
bir trilyon (beer trilyon)
number _____ (train, bus, etc.)
_____ numara (numara)
half
buçuk (boo chuook) when after a number like one and a half : bir buçuk; yarım (yah ruhm) for e.g. half a bread : yarım ekmek
less
az (as)
more
çok (chock)
now
şimdi (shim di)
later
sonra (...)
before
önce (...)
morning
sabah (...)
afternoon
öğleden sonra (...)
evening
akşam (ak sham)
night
gece (ge jay)

Clock time

编辑
one o'clock AM
Saat gece 1 (literally "hour is night one")
two o'clock AM
Saat gece 2
six o'clock AM
Saat sabah 6 (literally "hour is morning six")
noon
öğle/öğlen
one o'clock PM
Saat 13/öğleden sonra 1
two o'clock PM
Saat 14/öğleden sonra 2
five o'clock PM
Saat 17/akşam 5 (literally "hour is evening five")
eight o'clock PM
Saat 20/gece 8 (literally "hour is night eight")
midnight
gece yarısı

Please note that when saying giving the time, one would normally only use one to twelve, unless having to make sure there's no doubt as to whether it's past or before noon, in which case the twenty-four hour system or affixes such as "morning", "afternoon", "evening", and "night" are used.

Duration

编辑
_____ minute(s)
_____ dakika
_____ hour(s)
_____ saat
_____ day(s)
_____ gün
_____ week(s)
_____ hafta
_____ month(s)
_____ ay
_____ year(s)
_____ yıl

Days (Günler)

编辑
Sunday
Pazar (paz ar)
Monday
Pazartesi (paz ar tesi)
Tuesday
Salı (saluh)
Wednesday
Çarşamba (char sham ba)
Thursday
Perşembe (per shem be)
Friday
Cuma (juma)
Saturday
Cumartesi (jumar tesi)

Months

编辑
January
Ocak (o jak)
February
Şubat (shu bat)
March
Mart (mart)
April
Nisan (nee sahn)
May
Mayıs (ma yuhs)
June
Haziran (ha zee ran)
July
Temmuz (taem mooz)
August
Ağustos (aa hoos toss)
September
Eylül (aey luehl)
October
Ekim (ae keem)
November
Kasım (kah suhm)
December
Aralık (a ra luhk)

Writing time and date

编辑
What's the time?
Saat kaç?
What date is it today?
Bugünün tarihi ne?
It's _____ o'clock.
Saat _____.

Please note that when saying what the clock is, one would normally only use one to twelve, unless having to make sure there's no doubt as to whether it's past or before noon, in which case the twenty-four hour system or affixes such as "morning", "afternoon", "evening", and "night" is used.

{{{2}}}

Colors

编辑
Black
Siyah (see yuh)
White
Beyaz (bei azh)
Yellow
Sarı (saa rıh)
Blue
Mavi (mao vee)
Navy
Lacivert (la jee vert)
Green
Yeşil (yea sheal)
Red
Kırmızı (khır mızı)
Pink
Pembe (pam bhe)
Orange
Turuncu (too roon joo)
Purple
Mor (more)
Brown
Kahverengi (kaah ve rengi)

Transportation

编辑

Bus and train

编辑
Which bus?
hangi otobüs (hangee auto boos)
How many kilometers?
kaç kilometre? (kach kilo metreh)
How much is a ticket to _____?
____'a bir bilet kaç para? (___ ah beer bee leht kach pah rah)
One ticket to _____, please.
____'a bir bilet lütfen. (___ ah beer bee leht loot fehn)
Where does this train/bus go?
Bu tren/otobüs nereye gider? (boo tee rehn/oh toh boos neh reh yeh gee dehr)
Where is the train/bus to _____?
____'a giden tren/otobüs nerede? (___ ah gee dehn tee rehn/oh toh boos neh reh deh)
Does this train/bus stop in _____?
Bu tren/otobüs _____'da durur mu? (boo tee rehn/oh toh boos ___ dah doo roor moo)
When does the train/bus for _____ leave?
_____'a giden tren/otobüs ne zaman kalkacak? (___ ah gee dehn tee rehn/oh toh boos neh zaa mahn kaal kah jaak)
When will this train/bus arrive in _____?
Bu tren/otobüs _____'a ne zaman varacak? (boo tee rehn/oh toh boo ___ a neh zaa mahn vaa raa jaak)

Directions

编辑
Where?
(place) nerede? (nar edeh)
(direction) nereye? (nar eyeh)
Left
sol (sole)
Right
sağ (saa)
Straight
düz (dooz)
Here
burada (bur ah da)
Forwards
İleri
Backwards
Geri
Above/over _____
_____nın üzerinde
Under(neath) _____
_____nın altında
Adjacent to _____
_____nın yanında
Taxi!
Taksi! (tuck see)
Take me to _____, please.
Beni _____'a götürün, lütfen.
How much does it cost to get to _____?
_____'a gitmek kaç para tutar?
Take me there, please.
Beni oraya götürün, lütfen.
I want to get out
inecek var (ine jek var)

Lodging

编辑
One person
bir kişi (beer kee shee)
One night
bir gece (beer gay jay)
Hot water
sıcak su (see jak suu)
Breakfast included
kahvaltı dahil (kah val tuh da heel)
Do you have any rooms available?
Hiç boş odanız var mı? (heech bosh au daa naz vaar muh)
Do you have any single rooms available?
Tek kişilik odanız var mı?
How much is a room for one person/two people?
Bir/iki kişilik odalar kaç para?
How much is a room per person?
Kişi başına ne kadar? (kee shee bah shuh nah neh kah dahr)
Does the room come with _____
Odada _____ var mı?
...bedsheets?
...yatak çarşafı
...a bathroom?
...banyo/duş
...a telephone?
...telefon
...a TV?
...televizyon
May I see the room first?
Önce odayı görebilir miyim?
Do you have anything quieter?
Daha sessizi var mı?
...bigger?
...büyüğü?
...cleaner?
...temizi?
...cheaper?
...ucuzu?
OK, I'll take it.
Tamam, alıyorum.
I will stay for _____ night(s).
_____ gece kalacağım.
Can you suggest another hotel?
Başka bir otel önerebilir misiniz?
Do you have a safe?
Kasanız var mı?
...lockers?
...kilidiniz
Is breakfast/supper included?
Kahvaltı/akşam yemeği dahil mi?
What time is breakfast/supper?
Kahvaltı/akşam yemeği ne zaman?
Please clean my room.
Lütfen odamı temizleyin.
Can you wake me at _____?
Beni _____'da uyandırabilir misiniz?
I want to check out.
Odayı boşaltıyorum.
Do you accept American/Australian/Canadian dollars?
Amerikan/Avustralya/Kanada doları kabul ediyor musunuz?
Do you accept British pounds?
İngiliz Sterlini kabul ediyor musunuz?
Do you accept credit cards?
Kredi kartı geçerli mi?
Can you change money for me?
Benim için para bozabilir misiniz?
Where can I get money changed?
Dövizimi nerede bozdurabilirim?
What is the exchange rate?
Döviz kuru nedir?
Where is an automatic teller machine (ATM)?
ATM/Bankamatik nerede?

Eating

编辑
Waiter! Excuse me!
bakar mısınız? (ba kar mis in izz)
Menu / price list
Menü / fiyat listesi (fee yot lis tesi)
Bill / check
hesap (he sap)
A table for one person/two people, please.
Bir/İki kişilik masa lütfen.
Can I look at the menu, please?
Menüye bakabilir miyim?
Can I look in the kitchen?
Mutfağa bakabilir miyim?
I'm a vegetarian.
Ben vejeteryanım (or et yemem, literally "I don't eat meat").
I don't eat pork.
Domuz eti yemem.
I don't eat beef.
Sığır eti yemem.
I only eat kosher food.
Yalnızca koşer yemek yerim
à la carte
à la carte/alakart
breakfast
kahvaltı
Lunch
öğle yemeği (oh lay yem ayee)
supper
akşam yemeği
I want _____.
_____ istiyorum.
I want a dish containing _____.
_____ içeren bir yemek istiyorum.
chicken
tavuk (tah vook)
beef
sığır eti (suh uhr ae tee)
fish
balık (bah luhk)
ham
jambon (zham bohn)
sausage
sosis (soh sees)
cheese
peynir (pay neer)
eggs
yumurta (yoo moor tah)
salad
salata (sah lah tah)
(fresh) vegetables
(taze) sebze ((tah zeh) sehb zeh)
(fresh) fruit
(taze) meyve ((tah zeh) may veh)
bread
ekmek (ehk mehk)
a toastie
tost (tohst)
noodles
şehriye (or noodle -pronounced same as English- when used for a Far-Eastern dish)
rice
pirinç
beans
fasulye
May I have a glass of _____?
Bir bardak _____ alabilir miyim?
May I have a cup of _____?
Bir fincan _____ alabilir miyim?
May I have a bottle of _____?
Bir şişe _____ alabilir miyim?
coffee
kahve (kaahh veh)
tea (drink)
çay (chaay)
juice
meyve suyu (may veh soo yoo)
(bubbly) water
soda (soh dah)
water
su (soo)
beer
bira (bee rah)
red/white wine
kırmızı/beyaz şarap (kuhr muh zuh/beh yaaz shaa raap)
May I have some _____?
Biraz _____ alabilir miyim? (bee raaz ___ ah lah bee leer mee yeem)
salt
tuz (tooz)
black pepper
karabiber (kah rah bee behr)
butter
tereyağı (teh reh yaa uh)
I'm finished.
Bitirdim. (bee teer deem)
It was delicious.
Çok lezizdi. (chok leh zeez dee)
The check, please.
Hesap lütfen. (heh saap loot fehn)
Do you serve alcohol?
İçki var mı? (ickhi wha mhi)
Is there table service?
Masaya servis var mı?
A beer/two beers, please.
Bir/iki bira, lütfen (beer/icky bhira,luet fen)
A glass of red/white wine, please.
Bir bardak kırmızı/beyaz şarap, lütfen. (beer bar duck khırmizi/bay iz shar up, luet fen )
A pint, please.
Yarım litre, lütfen. (ya ream lit rhe, luet fen) (half litre)
A bottle, please.
Şişe, lütfen. (shishe, luet fen)
whiskey
viski
vodka
votka
rum
rom (rhom)
water
su (sue)
club soda
soda (soda)
orange juice
portakal suyu (pore-tuck-al sue you )
Coke
Cola (cola)
One more, please.
Bir tane daha, lütfen. (beer thane dahha, luet fen)
Another round, please.
Birer tane daha, lütfen. (beer-ar thane dahha, luet fen)
When is closing time?
Ne zaman kapatıyorsunuz? ( )
Cheers!
Şerefe! (sherafa)

Shopping

编辑
How much (money)?
kaç para? (koch pa rah)
Cheap
ucuz (oo juuz)
Expensive
pahalı (pahaluh)
Do you have this in my size?
Bedenime uyanından var mı?
How much is this?
Bu kaç para? (boo kach pa ra)
That's too expensive.
Çok pahalı.
expensive
pahalı
cheap
ucuz
I can't afford it.
Param yetmiyor.
I don't want it.
İstemiyorum.
You're cheating me.
Beni kandırıyorsun.
I'm not interested.
İlgilenmiyorum.
OK, I'll take it.
Tamam, alacağım.
Can I have a bag?
bir torba alabilir miyim?
Do you ship (overseas)?
(Yurtdışına) nakliyeniz var mı?
I need...
...a ihtiyacım var
...toothpaste.
...diş macunu.
...a toothbrush.
...diş fırçası.
...tampons.
...tampon.
...sanitary napkins.
...kağıt mendil.
...soap.
...sabun.
...shampoo.
...şampuan.
...pain reliever. (e.g., aspirin or ibuprofen)
...ağrı kesici.
...cold medicine.
...soğuk algınlığı ilacı.
...stomach medicine.
...mide ilacı.
("Reflor" is a trade name for Saccharomyces boulardii)
(loperamide is "loperamid" in Turkish - some pharmacists may not recognize some trade names such as "Imodium")
...a razor.
...jilet.
...an umbrella.
...şemsiye.
...sunblock lotion.
...güneş kremi.
...a postcard.
...kartpostal.
...postage stamps.
...pul.
...batteries.
...pil.
...writing paper.
...yazma kağıdı.
...a pen.
...kalem.
...English-language books.
...İngilizce kitaplar.
...English-language magazines.
...İngilizce dergiler.
...an English-language newspaper.
...İngilizce bir gazete.
...an English-Turkish dictionary.
...bir İngilizce-Türkçe sözlük.

Driving

编辑
I want to rent a car.
Araba kiralamak istiyorum.
Can I get insurance?
Kasko yaptırabilir miyim?
stop (on a street sign)
dur
one way
tek yön
no parking
park etmek yasaktır
speed limit
hız sınırı
gas (petrol) station
benzinci/benzin istasyonu
petrol
benzin
diesel
dizel/motorin

當局

编辑
我沒做錯任何事。
Yanlış birşey yapmadım.
這是個誤會。
Yanlış anlaşılma oldu.
你要帶我去哪兒?
Beni nereye götürüyorsunuz?
我被逮捕了嗎?
Tutuklu muyum?
我是澳門/台灣/香港/新加坡/中國公民。
Ben bir Makao / Tayvan / Hong Kong / Singapur / Çin vatandaşıyım.
我想和美國/澳洲/英國/加拿大大使館/領使館聯繫。
Makao / Tayvan / Hong Kong / Singapur / Çin büyükelçiliğiyle / konsolosluğuyla konuşmak istiyorum.
我想和律師談談。
Bir avukatla konuşmak istiyorum.
我現在可以只付罰款嗎?
Şimdi yalnızca bir ceza ödesem olur mu?
我想和你的上司談談。
Amirinizle konuşmak istiyorum.

時間段

编辑
_____分
'
_____小時
'
_____天
'
_____週
'
_____月
'
_____年
'
今天
'
昨天
'
明天
'
本週
'
上週
'
下週
'
星期日
'
星期一
'
星期二
'
星期三
'
星期四
'
星期五
'
星期六
'
一月
'
二月
'
三月
'
四月
'
五月
'
六月
'
七月
'
八月
'
九月
'
十月
'
十一月
'
十二月
'

書寫時間和日期

编辑

顏色

编辑
'
'
'
'
'
'
'
'
'
'

交通

编辑

客車和火車

编辑
一張到_____的票多少錢?
'
請給我一張到_____的票。
'
這趟火車/客車是去哪的?
'
去_____的火車/客車在哪?
'
這趟火車/客車在_____停嗎?
'
去_____的火車/客車什麼時間開車?
'
這趟火車/客車什麼時間能抵達_____?
'

方位

编辑
我怎麼前往_____?
'
…火車站?
'
…汽車站?
'
…機場?
'
…市中心?
'
…青年旅社?
'
…_____旅館?
'
…澳門/台灣/香港/新加坡/中國使領館/辦事處?
'
哪裡有比較多的…
'
…旅館?
'
…餐館?
'
…酒吧?
'
…觀光景點?
'
你能在地圖上指給我看嗎?
'
街道
'
左轉。
'
右轉。
'
'
'
直行
'
接近_____
'
經過_____
'
在_____之前
'
請注意_____.
'
十字路口
'
'
'
'
西
'
上坡
'
下坡
'

出租汽車

编辑
出租車!
'
請帶我到_____。
'
到_____多少錢?
'
請帶我到那。
'

住宿

编辑
你們有空房間嗎?
'
單/雙人間多少錢?
'
房間裡有…
'
…床單嗎?
'
…廁所嗎?
'
…電話嗎?
'
…電視嗎?
'
我能先看下房間嗎?
'
有更安靜的房間嗎?
'
…更大…
'
…更乾淨…
'
…更便宜…
'
好,我要這間房了。
'
我住_____晚。
'
你能推薦另外一家旅館嗎?
'
你們有保險箱嗎?
'
…儲物櫃嗎?
'
包含早餐/晚餐嗎?
'
早餐/晚餐時間是幾點?
'
請打掃下房間。
'
你能在_____點叫我起床嗎?
'
我想要退房。
'

貨幣

编辑
可以用澳門幣/港元/人民幣/新加坡元/新台幣嗎?
'
可以用美元/歐元/英鎊嗎?
'
可以用人民幣嗎?
'
可以用信用卡嗎?
'
你們可以給我兌換外匯嗎?
'
我在哪裡可以兌換外匯?
'
你們可以給我兌換旅行支票嗎?
'
我在哪裡可以兌換旅行支票?
'
匯率是多少?
'
哪裡有自動提款機(ATM)?
'

用餐

编辑
一人/兩人桌,謝謝。
'
我能看下菜單嗎?
'
我能進廚房看看嗎?
'
你們有什麼招牌菜嗎?
'
你們有什麼本地特色菜嗎?
'
我是素食者。
'
我不吃豬肉。
'
我不吃牛肉。
'
我只吃猶太教食品。
'
你們能做清淡點嗎? (要求少放植物油/黃油/豬油
'
固定價格套餐
'
照菜單點
'
早餐
'
午餐
'
下午茶
'
晚餐
'
我想要_____。
'
我想要有_____的菜。
'
雞/雞肉
'
豬肉
'
牛肉
'
'
雞蛋
'
火腿
'
香腸
'
奶酪
'
沙拉
'
(新鮮)蔬菜
'
(新鮮)水果
'
麵包
'
麵條
'
米飯
'
可以給我一玻璃杯_____嗎?
'
可以給我一杯_____嗎?
'
可以給我一瓶_____嗎?
'
咖啡
'
'
果汁
'
(氣泡)水
'
(普通)水
'
啤酒
'
紅/白葡萄酒
'
可以給我一些_____嗎?
'
'
黑胡椒
'
辣椒
'
黃油
'
'
醬油
'
服務生?(獲得服務生的注意)
'
我吃完了。
'
真好吃。
'
請清理這些盤子。
'
買單。
'

酒吧

编辑
你們賣酒嗎?
'
有吧台服務嗎?
'
請來一/兩杯啤酒。
'
請來一杯紅/白葡萄酒。
'
請來一品脫。
'
請來一瓶。
'
請來_____(烈酒)加_____ (調酒飲料)。
'
威士忌
'
伏特加
'
朗姆酒
'
'
蘇打水
'
湯力水
'
橙汁
'
可樂(汽水)
'
你們有什麼小吃嗎?
'
請再來一杯。
'
請再來一輪。
'
什麼時候結束營業?
'
乾杯!
'

購物

编辑
你們有我穿的尺碼嗎?
'
這個多少錢?
'
那太貴了。
'
你可以接受_____(價格)嗎?
'
昂貴
'
便宜
'
我買不起。
'
我不想要它。
'
你在欺騙我。
'
我不感興趣。
'
好的,我買它了。
'
能給我一個袋子嗎?
'
你們送貨(到海外)嗎?
'
我需要…
'
…牙膏。
'
…牙刷。
'
…衛生棉條。
'
…香皂。
'
…洗髮液。
'
…止痛藥。 (例如阿司匹林或布洛芬)
'
…感冒藥。
'
…腸胃藥。
'
…刮鬍刀。
'
…一把雨傘。
'
…防曬霜。
'
…一張明信片。
'
…郵票。
'
…電池。
'
…信紙。
'
…一支筆。
'
…中文書。
'
…中文雜誌。
'
…一份中文報紙。
'
…一本中文詞典。
'

駕駛

编辑
我想要租車。
'
我能獲得保險嗎?
'
停(道路標誌)
'
單行線
'
讓行
'
禁止停車
'
速度限制
'
加油站
'
汽油
'
柴油
'

當局

编辑
我沒做錯任何事。
'
這是個誤會。
'
你要帶我去哪兒?
'
我被逮捕了嗎?
'
我是澳門/台灣/香港/新加坡/中國公民。
'
我想和美國/澳洲/英國/加拿大大使館/領使館聯繫。
'
我想和律師談談。
'
我現在可以只付罰款嗎?
'
我想和你的上司談談。
'